23 Ağustos – 12 Eylül 1921 tarihleri arasında gerçekleşen Sakarya Meydan Muharebesi, Türk milleti için bir ölüm kalım savaşı niteliği taşımıştır. Bu savaş, Kurtuluş Savaşı içinde kader tayin edici bir rol oynamıştır. Savaşın Öncesi ve Amacı Sakarya Meydan Muharebesi'nden önce Yunanlıların temel hedefi, Ankara yönünde ilerleyerek Türk Ordusu'nu yok etmek ve Kurtuluş Savaşı'nın sembolü ve direniş merkezi haline gelen Ankara'yı ele geçirmekti. Bu şekilde Türk azim ve direnme gücünü yok etmeyi amaçlıyorlardı. Mustafa Kemal Atatürk'ün emir ve komutasında, Türk ulusunun kanıyla yazılan ve dünya harp tarihine en uzun meydan muharebesi olarak geçen Sakarya Meydan Muharebesi, 21 gün 21 gece sürmüş ve 13 Eylül günü Yunanlıların Sakarya Nehri'nin doğusunu tamamen terk etmesiyle sona ermiştir. Mustafa Kemal'in Savunma Stratejisi Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk, Sakarya Meydan Muharebesi sırasında ülke savunmasını şu şekilde ifade etmiştir: "Hattı müdafaa yoktur, sathı müdafaa vardır. O satıh bütün vatandır. Vatanın her karış toprağı vatandaşın kanı ile ıslanmadıkça bırakılamaz. Onun için küçük, büyük her birlik bulunduğu mevziden atılabilir; fakat, küçük büyük her birlik durabildiği noktadan yeniden düşmana karşı cephe teşkil edip muharebeye devam eder. Yanındaki birliğin çekilmek zorunda kaldığını gören birlikler, ona uymaz; bulunduğu mevzide sonuna kadar durmaya ve direnmeye mecburdur." Sakarya Zaferi ve Sonuçları Taarruz inisiyatifinin Türk Ordusu'na geçmesini sağlayan Sakarya Zaferi, TBMM hükümetine siyasi başarı kapılarını aralamış ve Türk milletinin özgürlüğünü ve vatanını kurtaracağı inancını kuvvetlendirmiştir. Sakarya Meydan Muharebesi'nin sonuçları şunlardır:
Savaşın Sonuçları Sakarya Savaşı sonunda, Türk Ordusu'nun 1683 yılındaki 2. Viyana Kuşatması'ndaki yenilgisinden beri süregelen çekilmesi sona ermiştir. Bu savaş, Türk ordusunun son savunma savaşıdır. Düşman, 10 Eylül'de karşı taarruzla Afyon-Kütahya hattına kadar atılmıştır. Savaş, Türk ordusunun üstün zaferiyle sonuçlanmıştır. |
ne bileyim abiii
31 Mayıs 2024 Cuma21 gun 21 gece koskoca destan yazılmış bu kadar kısa olmamalı gogsumuzu kabartmalı okurken ıcımız tıtremeli ki bu vatanın kolay alınmadıgını unutmayalım her daim
Cevap yazAdmin
31 Mayıs 2024 CumaNe bileyim abiii, bu destan gerçekten de kısa olmamalı. Söylediklerinize katılıyorum; bu tür eserler göğsümüzü kabartmalı ve içimizi titretmeli. Bu şekilde, bu vatanın nasıl zorluklarla kazanıldığını unutmamış oluruz.