Sevr Antlaşması 1. Dünya Savaşını sona erdiren antlaşma olarak karşımıza çıkmaktadır. Savaşı kazanan İtilaf Devletlerinin yenilgiye uğratmış olduğu diğer ülkeler olan Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan ile derhal barış antlaşması imzalamasına rağmen Osmanlı Devleti ile yapacakları anlaşma konusunda İtilaf Devletlerinin kendi aralarındaki uyuşmazlıklar sebebiyle bu antlaşmanın geciktiği görülmektedir.
Aslında yapılacak olan antlaşmasının gecikmesinin asıl sebebi İtilaf Devletlerinin Osmanlının topraklarını paylaşma konusunda anlaşmazlıklar yaşamalarıdır. Elbette bunun dışında başka sebepler de bulunmaktadır.
İtilaf Devletlerinin Osmanlı Devletini nasıl paylaşacakları konusunda tam olarak karar verememeler
İngiltere ve İtalya arasında İzmir'in Yunanlara verilmesiyle ortaya çıkan anlaşmazlıklar
Türk halkının işgal kuvvetlerine karşı tepki göstermesi
Sevr Antlaşmasının Hazırlandığı Ortam
18 Ocak 1919'da toplanan Paris Barış Konferansında İtilaf Devletleri Osmanlı Devleti'nin parçalanmasına karar vermiştir. Bu konferans sırasında Osmanlının parçalanmasını hedef alan maddelerin ilke gibi görüldüğünü söyleyebilmek mümkündür. 24 Nisan 1920'de toplanacak olan San Remo Konferansına katılarak belirlenen anlaşma maddelerinin Osmanlı Devleti'ne duyurulması için İtilaf Devletleri Osmanlıdan bir temsilci gönderilmesini ister. Konferansa Tevfik Paşa başkanlığında bir heyet gönderilir, ancak Tevfik Paşanın antlaşma maddelerinin bağımsızlığı tehlikeye düşürücü niteliklere sahip olması sebebiyle bu düşüncesini bildirerek geri dönmesi söz konusudur.
Anlaşmanın derhal yürürlüğe girmesini isteyen Yunan kuvvetleri 22 Haziran 1920'de Balıkesir, Bursa, Uşak ve Nazilli'yi işgal eder. Bunun yanı sıra Trakya'dan da saldırıya geçerek Tekirdağ'a kadar olan toprakları da işgal ederler. Durum böyle olunca İstanbul Hükumeti antlaşmanın kabul edilmesine karar verir. Her ne kadar bu durumun anayasaya göre Mebusan Meclisi'ne danışılarak karar verilmesi gerekiyor olsa da Meclis kapatılıp dağıtıldığı için Padişah ve Sadrazam tarafından barış görüşmelerinin başlatılması ve kabul edilebilmesi için 22 Temmuz 1920'de Saltanat Şurası toplanır.
Saltanat Şurası'nda bulunan üyelerden sadece Rıza Paşa antlaşmanın kabul edilmemesi gerektiği yönünde oy kullanır. Bunun üzerine Bağdatlı Hadi Paşa, Rıza Tevfik Bey ve Reşat Halis Beyden oluşan şura Fransa'ya gider ve Paris yakınlarında bulunan Sevr kasabasında 10 Ağustos 1920'de Sevr Antlaşması imzalanır.
Sevr Antlaşmasını İmzalayan Devletler
Osmanlı Devleti
İngiltere
Fransa
İtalya
Japonya
Belçika
Ermenistan
Yunanistan
Polonya
Hicaz
Romanya
Çekoslovakya
Sırp-Hırvat-Sloven Devletleri
Antlaşma her ne kadar pek çok ülke tarafından imzalanmış olsa da Türk milleti tarafından hiçbir zaman kabul görmemiş ve uygulamaya konulamamış bir antlaşma olarak tarihteki yerini alır.
Sevr Antlaşması Maddeleri
İstanbul Osmanlı Devleti'nin başkenti olarak kalacak, ancak Osmanlı devletinin antlaşma maddelerine uymaması durumunda İstanbul Türkler'den alınacaktır.
Çanakkale ve İstanbul Boğazı her zaman tüm devletlerin gemilerine açık tutulacak, uluslararası bir komisyon boğazları yönetecek; ancak bu komisyonda Türk üye bulunmayacaktır. Ayrıca bu komisyonun ayrı bir bütçesi ve bayrağı olacaktır.
Anadolu'nun doğusunda iki yeni devlet kurulacaktır.
Ege Bölgesinin büyük bir bölümüyle İzmir Yunanlılara verilecektir. Ayrıca Midye-Büyükçekmece çizgisinin batısında bulunan Trakya bölümü de Yunanlıların olacaktır.
Arabistan ve Irak İngiltere'ye verilecektir.
Antep, Mardin, Urfa ve Suriye Fransa'ya verilecektir. Ayrıca Adana'dan Kayseri ve Sivas'ın kuzeyine kadar uzanan bölgede Fransa'nın nüfusu altında bulunacaktır.
İzmir bölgesi dışında bulunan tüm Batı Anadolu, Afyon'dan Kayseri'ye kadar olan bölümün güneyinde kalan topraklar İtalyan nüfuz bölgesi olacaktır.
Osmanlı Devletinin askeri gücünün sınırı 50.700 olacaktır. Ayrıca ordunun ağır silah ve uçakları bulunmayacak, deniz kuvveti de 13 savaş gemisi ile sınırlı olacaktır.
Azınlıklara geniş haklar verilecektir.
Mali ve adli ayrıcalıklar en ağır şekilde müttefik devletlere açık olacaktır.
Sevr Antlaşmasının Sonuçları
Antlaşma, Türk milletinin umutsuzluğa sürüklenmesine neden olmamış, aksine mücadele gücünü ve kararlılığını artırmıştır.
Antlaşma, Mebusan Meclisinde onaylanmadığı için yasal dayanaktan yoksun kalmıştır.
19 Ağustos 1920'de toplanan TBMM, bu antlaşmayı imzalayanların ve bu antlaşmayı onaylayanların vatan haini sayılmalarını kabul etmiştir.
TBMM, bu antlaşmayı tanımadığını ilan etmiştir.
Antlaşma, 1. Dünya Savaşından sonra uygulamaya konulamayan tek anlaşma olmuştur.
Sevr Antlaşmasının Önemi
Bu antlaşma Osmanlı Devleti'nin imzalamış olduğu son antlaşma olarak tarihe geçmiştir.
Mebusan Meclisinin onayından geçmemiş olması sebebiyle hukuken geçersiz bir antlaşma olarak görülür.
Misak-ı Milli'ye aykırı olması ve Türk milletinin bağımsızlığını ortadan kaldırıyor olması sebebiyle TBMM tarafından tanınmamıştır.
Türk halkı tarafından onay verilmemiş ve düşmanla savaşarak işgalcilerin Anadolu'dan atılması ile anlaşmanın uygulanması engellenmiştir.
İmzalandığı halde yürürlüğe girmemiş bir antlaşmadır.
Osmanlı Devletinin fiilen sona erdiği antlaşmadır.
19.01.2024 14:57:26
Sevr Antlaşması ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz.
Sitede yer alan haber ve içeriklerin tüm hakları saklıdır ve buradaki bilgiler sadece bilgilendirme amaçlı olup, kullanımına, uygulanmasına, satın alınmasına, delil gösterilmesine veya tavsiye edilmesine aracılık etmez. Sitemizdeki bilgiler, hiç bir zaman kesin bilgi kaynağı olmayıp, kullanıcılar tarafından eklenmiştir veya yorumlanmıştır. Buradaki bilgiler sitemizin asıl görüşlerini içermeyebileceği gibi hiçbir taahhüt ve tavsiye yerine de geçmez.
Ocak - 2024