{ "title": "Misakı İktisadi", "image": "https://www.kurtulussavasi.gen.tr/images/misaki-iktisadi.gif", "date": "23.01.2024 03:44:46", "author": "ezgi kılıç", "article": [ { "article": "Misakı İktisadi; Osmanlı Devleti yıkıldıktan sonra Mustafa Kemal'in girişimleri ile 17 Şubat 1923 tarihinde, Lozan barış görüşmelerinin 4 Şubat 1923'te anlaşma sağlanamadan kesildiği sırada ülkenin ekonomik durumunun ciddi ve planlı olarak ilk defa ele alındığı ve alınan bu kararlar bakımından ulusal bir kongre niteliği de taşıyan İzmir İktisat Kongresi toplanmıştır. Bu kongreye ülkenin ekonomik alanda faaliyet gösteren her meslek grubundan temsilciler, Yeni Türk Devleti'nin ekonomisini görüşerek çiftçi, sanayici, tüccar ve işçi kesimlerinden oluşan toplamda 1135 kişinin katılımıyla kongrede yapılan görüşmeler üzerine Misakı İktisadi (Ekonomik Yemin) kabul edilmiştir.

İzmir İktisat Kongresinin açılışında Mustafa Kemal Paşa şunları söylemiştir: 'Siyasi ve askeri zaferler ne kadar büyük olursa olsun ekonomik zaferlerle taçlandırılmazlarsa kazanılacak başarılar yaşayamaz az zamanda söner. '

Misakı İktisadi'nin Önemli Kararları Şunlardır
İzmir İktisat Kongresinde alınan bu kararlar TBMM'ye de yön gösterici bir nitelik taşımaktadır. 23 Nisan 1923'te başlayacak olan İkinci Lozan görüşmelerinde kapitülasyonların kaldırılması konusunda TBMM heyetine büyük bir destek sağlamıştır.

Tarım Alanındaki Düzenlemeler

Osmanlı Devleti son dönemlerinde olduğu zamanlarda halkın çoğu tarımla uğraşmaktaydı. Ancak halkın çoğunluğu tarımla uğraşıyor olsa da dünyada tarım alanında yapılan gelişmeler ve yenilikler yakından takip edilmediği için tarımsal üretim çok az oldu. Buna rağmen alınan vergiler üretime göre çok ağırdı. Aşar vergisi genel bütçe gelirinin %40'ını oluşturmaktaydı. Üretici ürettiği mamulleri satamamakta ya da mamullerin gitmesi gereken yerlere ulaştıramamakta idi. 17 Şubat 1925 yılında çıkarılan bir kanunla aşar vergisi kaldırılarak onun yerine arazi vergisi konuldu. Daha sonraki yıllarda çiftçiye kredi sağlamak amacı ile Ziraat Bankasında yeni düzenlemeler gerçekleştirildi. Traktör kullanımı teşvik edildi. Tarım ve Kredi Kooperatifleri, Yüksek Ziraat Enstitüleri kuruldu. Örnek olarak devlet çiftlikleri kuruldu ve tohum ıslah istasyonları açıldı. Türkiye'de tarımın gelişmesi için önemli hamleler gerçekleştirildi.

Ticaret Alanındaki Düzenlemeler

30 haziran 1930 yılında ticareti geliştirmek amacı ile Merkez Bankası kuruldu. Böylelikle ülkedeki sermayenin akışı denetim altına alınmış oldu. Bu şekilde piyasanın da güvenliği sağlandı. 1924 yılında işverenlere kredi sağlamak için İş Bankası kuruldu.

Sanayi Alanındaki Düzenlemeler

Yeni Türk Devleti'nin kalkınması için sanayileşme zorunluydu. Ancak Osmanlı Devleti'nden kalan sanayi birikimi neredeyse yok denecek kadar azdı. İstanbul, İzmir ve Adana'da birkaç dokuma fabrikası ve İstanbul'da askeri bir fabrika ülkenin sanayi varlığını oluşturuyordu. 28 Mayıs 1927'de Teşvik-i Sanayi Kanunu kabul edilerek özel teşebbüse destek verilmesi sağlandı. 1929 yılında ithalat mallarından alınan gümrük tarifeleri yükseltilerek yerli üretimin ithal sanayi mamulleri ile rekabet etmesi kolaylaştırıldı. Üç beyaz olan şeker, un ve pamuk ile üç siyah olan kömür, demir ve petrol projesi olarak adlandırılan sanayileşme hamlesi istenen hızla gerçekleştirilememiştir. Bunun en önemli nedenleri şunlardır.
Sanayileşmenin uzun bir zaman dilimi içinde planlı bir şekilde sağlanabilmesi amacıyla 1934 yılında planlı ekonomiye geçildi.1934-1939 yılları arasını kapsayan I. Beş yıllık kalkınma planı uygulamaya konuldu. Özel teşebbüsün gerçekleştiremediği yatırımlar böylece devlet eliyle yapılmaya başlandı. 1937 yılına kadar demir, cam, kâğıt üretimi birçok fabrika açılarak ithal mallar yüzde elli oranında azaltıldı. 1939 yılında kabul edilen II. Beş yıllık kalkınma planı ise II. Dünya savaşının ortaya çıkardığı olağan üstü durumlardan dolayı uygulanamadı. 1933 yılında kurulan Sümerbank ve 1935 yılında kurulan Etibank sanayicilere kredi vererek yeni sanayi tesislerinin kurulmasında önemli bir rol oynadı.1935 yılında MTA kurulmuştur.

Ulaşım Alanındaki Düzenlemeler

20. Yüzyılın başlarında en önemli taşımacılık yolu demir yolu taşımacılığıdır. Türkiye'de bulunan demir yollarının birçoğu yabancı ülkelere yap işlet devret sistemiyle inşa ettirilmiş olduğu için Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk yıllarında demir yollarının birçoğu yabancı ülkeler tarafından ticari amaçla işletiliyordu. Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu şirketlerden işlettikleri demir yollarını satın alarak millileştirmiştir. Tamamen yerli sermaye kullanarak 1938 yılına kadar 3360 km daha yeni demir yolu yapılmıştır. Yine çok fazla kullanılan ulaşım ağlarından karayolları da ülke genelinde güçlükle yapılıyordu. Bundan dolayı üreticilerin mallarını şehirlere taşımasını zor olmuş ve tarım ve ticaret yapan üreticilerin çalışmalarını olumsuz etkilemiştir. Bundan dolayı karayolları onarılmış taşıma canlandırılarak ekonomik faaliyetler iyileştirilmiştir. Denizyolları ise Osmanlı Devleti'nde geri kalmış bu yüzden yabancı şirketlerin Türk denizlerinde taşıma hakkı kazanmalarına neden olmuştur. Bu durum Türk deniz taşımacılığının tamamen yok olma tehlikesine sokmuştur. 1 Temmuz 1926 yılında kabul edilen Kabotaj Kanunu ile Türk denizciliği yeniden nefes alma imkânı bulmuştur.
" } ] }