{ "title": "Manda ve Himaye Nedir", "image": "https://www.kurtulussavasi.gen.tr/images/manda-ve-himaye-nedir.gif", "date": "21.01.2024 02:41:34", "author": "bahar demez", "article": [ { "article": "
Manda ve Himaye, kendini yönetemeyecek ülkeler yönetecek ve yükseltecek duruma gelene kadar diğer ülke ve cemiyetlere verdikleri yetkiye manda denir. 1. Dünya savaşından sonra oluşan bir olgudur. Yönetimi başkasına teslim ederek toparlayana kadar manda etkisi devam edecektir. Himaye; güçlü olan devletin, güçsüz olan diğer devleti sömürülmesini işgale uğramasını önlemek amacıyla kontrolü ele almasına himaye denir. Savaşlardan çıkan iki terim devletlerin destek ve çıkar adı altında çıkmışlardır.

Güçlü devletlerin başka devletleri koruyarak güçlenmesini ve uzun yıllar ayakta kalmasını sağlamıştır. 1. Dünya savaşı sonrasında gelen anlaşma itilaf devletleri Wilson prensiplerine göre toprak almıyordu. Toprak alamayan sömürgeciler topraklarına kendilerini yönetemeyeceklerini dile getirdiler. Bu sebeple millet cemiyeti yerine bu bölgeleri koruma altın almaya, himaye etmeye başladılar. Böylece manda yönetimleri meydana geldi. İngiltere; Filistin, Irak, Ürdün ve Arap bölgelerini, Fransa; Suriye ve Lübnan gibi devletleri sömürmek amacıyla manda yönetimini ele aldılar. Sonucunda dile getirilen beyan ise minareyi çalanın kılıfı hazırlama şekliydi. 1918 tarihinde İngiltere ve Fransa Ortadoğu ile ilgili bir bildiri yayınladı. Uzun zamandan bu yana Türklerin zulmü içinde yaşayan bölgelerin kurtulmaları için savaş halindeyiz. Devlet halkları yapacakları seçimlerle milli hükümetler iradeler kurabileceklerdir, dediler. Buna inanan Arap devletleri bağımsızlık elde edeceklerine inanmışlardı. Yalnız bu sadece bir kazanma planıydı. San Remo konferansında bu plan açıkça ortaya konulmuştur. İngiltere ve Fransa orta doğuyu manda ile paylaşmışlardı.

Osmanlı Devleti'nde de Sevr Antlaşmasından sonra ülkenin kurtuluşunu Amerikan mandasına girmekte görenler vardı. Bu görüşler yüzünden Erzurum Kongresinde de Amerikan mandası fikri en çok tartışılan konu olmuştur. Kolordu Kurmay Başkanı Ahmet Zeki 1919 'da Mustafa Kemal'e İstanbul'dan aldığı haberler hakkında bilgiler aktarıyordu. Amerika'nın manda fikrine destekte bulunduğunu devletin onları seçmesi gerektiğini, Anadolu ve bazı bölgelerde mandayı kabul için teşebbüste bulunması gerektiğini Amerika ile temasa geçilmesinin doğru olacağını beyan etmiştir. Türk basını da manda ve himaye konusunu uzun süre dile getirip tartışmışlardır.

Mustafa Kemal Atatürk çeşitli araştırmalar ve çalışmalar yapsa da manda ve himayeyi kabul etmemiştir. Erzurum kongresinin sonucunda birçok karar alınmıştır. Bunların en can alıcı olanları şunlardır; Vatan bütündür ve bölünemez. Olası yabancı işgal ve müdahaleye karşı hep birlikte savunmaya geçilecektir. Toplanan ulusal güçler padişahlık ve halifelik makamını kurtaracaktır. Meclisin toplanması, hükümetin yaptığı işler verdiği kararlar milletin denetiminde yapılacaktır. Milli irade ve Kuvay-i Milliye'yi korumak esastır. Azınlıklara verilen haklar siyasi ve sosyal hakimiyetimizi sarsacak ayrıcalıklılar tanınmaz. Fakat vatandaşların can, mal ve ırzları tüm saldırılardan korunacaktır. Sadece sömürgecilik niyeti taşımayan ülkelerden sanayi ekonomi ve teknik yardım kabul edilir. Son olarak da Manda ve Himaye asla kabul edilemez sözüyle bu olguya ne kadar karşı olduğunu göstermiştir. Devletlerin kendilerine faydalı olacaklarını birliğin ve milli duyguların en güzel silah olduğunu sözleriyle aldığı kararlarla belirtmiştir.
" } ] }