{ "title": "İstanbulun Kurtuluşu", "image": "https://www.kurtulussavasi.gen.tr/images/istanbulun-kurtulusu.gif", "date": "21.01.2024 20:27:41", "author": "Emre Ekmen", "article": [ { "article": "
İstanbul'un Kurtuluşu, dünyada eşi benzeri olmayan en güzel kentlerden biri olan İstanbul 29 Mayıs 1453 tarihinde dönemin Osmanlı İmparatorluğu Padişahı Fatih Sultan Mehmet tarafından fethedildi. Osmanlıların, Bizans İmparatorluğunu yok etmesiyle yeni bir çağ başlamıştı. Tarihte dünyanın en önemli merkezlerinden biri olarak görülen İstanbul, Avrupa ve Asya Kıtası'nın birbirlerine en yakın mesafede olduğu yerdir. İstanbul, Karadeniz'den, Marmara Denizi'ne geçişi sağlayan iki yakaya kurulmuştur. İstanbul Boğazı'nın doğu kıyılarında Anadolu (Asya) toprakları ve batı kıyısında Trakya (Avrupa) toprakları yer almaktadır. Bu kadar önemli konumda bulunması nedeniyle tarih boyunca birçok devletin iştahını kabartmıştır. 1453 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın sonuna kadar Osmanlı Devleti'nin hakimiyetinde olan İstanbul savaşın ardından kâğıt üzerinde ve antlaşmalarla işgal edilmiştir.

Birinci Dünya Savaşı Sonrası

Birinci Dünya Savaşı sonunda imzalanan Mondros Ateşkes Antlaşması'ndan sonra başta İngiltere olmak üzere Fransa ve İtalya'nın oluşturmuş olduğu üçlü blok ülkeleri Anadolu'yu işgal etmeye başlamıştı. Bu antlaşmanın gereklerinden olan 6 il 12 Kasım 1918 tarihleri arasında Çanakkale Boğazı düşman savaş gemileri ile kuşatılmış ve işgal edilmişti. Boğazın güvenliğini sağlamak amacıyla yoktan bir sebeple İstanbul'a geçen bu gemiler 13 Kasım 1918 tarihinde İstanbul açıklarına demir atmışlardır. Üçlü blok ülkelerinden özellikle İngilizlerin gözü İstanbul üzerinde bulunmaktaydı ve bu konu yüzünden yanlarında bulunan devletlerle birçok ciddi tartışmalara girmişlerdi.

İşgalci devletlerin giderek artan baskıları ve bu baskılara dayanamayan padişah, 21 Aralık 1918 günü Meclis-i Mebusanı dağıtmıştı. Meclisin kapatılmasının ardından sırayla Tevfik Paşa, Damat Ferit Paşa ve Ali Rıza Paşa Osmanlı Hükümeti kurmuşlardı. Bu sıralarda Ankara'da olan ve Kurtuluş Savaşı hazırlıkları yapan Mustafa Kemal Paşa, kurulan bu hükümetlerin hiçbirini tanımadığı ilan etmişti. Mustafa Kemal Paşa'yı kızdırmamak ve yanına çekmek isteyen Ali Rıza Paşa, Mustafa Kemal Paşa'ya Ankara Temsil Heyeti başkanlığı teklifinde bulunmuştu. Bir şartla bunu kabul eden Mustafa Kemal Paşa meclisin tekrar toplanmasını ve Sivas Kongresi'nde alınan kararların tanınmasını istemişti.

Yapılan seçimler sonunda seçilen isimler İstanbul'da toplanmaya başlamıştı. Tarihler 12 Ocak 1920'yi gösterirken Erzurum ve Sivas Kongrelerinde alınan kararlar Misak-ı Milli kararları olarak kabul görmüş ve dünyaya duyurulmuştu. Misak-ı Milli yani Ulusal And anlamına gelen bu duyuru işgalci devletlere büyük bir korku yaşatmıştı. İşgalci devletler bu duyurunun üzerine 16 Mart 1920 tarihinde İstanbul'u fiilen işgal altından kaldırıp resmen işgal etmişlerdi.

İstanbul'un İşgali

İtilaf Devletleri tarafından başlatılan işgal girişimi ilk önce denizden başlamıştır. Boğaz gemilerle abluka altına alınmış ve karaya asker çıkartılmaya başlanmıştı. Bu işgal girişimi çok kanlı olaylara sahne olmuştu. Sivil, asker ve görevliler öldürülmüştü. Hükümet daireleri ve kışlalar işgal edilmiş, silahlara el konulmuş ve meclis kapatılıp meclis delegeleri sürülmüştü. Tüm bu olan olaylar karşısında padişah ve hükümet çaresizlik içerisinde olaylara seyirci kalmıştı. Çünkü imzalanan antlaşma Osmanlı Devleti'ni askeri ve siyasi yönden etkisizleştirmiş, güçsüz ve kişiliksiz bir kuklaya çevirmişti. Mustafa Kemal Paşa, Adana treninden inip Haydarpaşa rıhtımına ayak bastığı sırada düşman gemilerinin zafer bayrakları açmış olduğunu, toplarını sağa ve sola çevirmiş bir şekilde İstanbul limanına girdiklerini ve onları coşkulu, sevinç çığlıklarıyla karşılayan bir kalabalık görmüştü. Bu görüntü karşısında tek sözü ise ' Geldikleri gibi giderler ' olmuştu. Bu sözünden sonra Kurtuluş Savaşı başlamış ve büyük bir hızla topraklar geri kazanılmıştı.

İstanbul'un Kurtuluşu

Kurtuluş Savaşı'nın zaferle sonuçlanması sonrası Refet (Bele) Bey komutasında bulunan bir birlik İstanbul'a giriş yapmışsa da işgal resmi olarak kaldırılamamıştı. 18 Eylül 1923 tarihinde Batı Anadolu tamamen düşman işgalinden kurtarılmış ve temizlenmişti. Bunun ardından imzalanan Mudanya Ateşkes Antlaşması ile İstanbul, Boğazlar Bölgesi ve Doğu Trakya geri alınıp kurtarılmıştı. Kurtuluş Savaşı'nın sonunda imzalanan Lozan Barış Antlaşması gereğince işgalci devlet askerlerinin altı hafta gibi bir sürede işgal edilen yerleri terk etmeleri, göğe çektikleri bayrakları indirmeleri ve İstanbul'dan ayrılmaları gerekiyordu.

24 Temmuz 1923 tarihinde imzalanmış ve kararları alınmış olan Lozan Barış Antlaşması'ndan sonra tarihler 23 Ağustos 1923'ü gösterirken işgalci devlet askerleri İstanbul'u terk etmeye başlamıştı. İstanbul'dan ayağını çeken son düşman birlikleri ise 2 Ekim 1923 tarihinde Dolmabahçe Sarayı önünde düzenlenen bir tören ile Türk Alay Sancağını selamlayıp şehri terk etmişlerdi. Türk Ordusu 5 Ekim 1923'te şehrin Anadolu yakasına geçmişti. 6 Ekim 1923 günü coşkulu bir bayram havası içerisinde, halkın sevinç gözyaşları, bağrışları arasında ve çiçek yağmuruna tutularak İstanbul'a girmişti. 4 yıl 10 ay 23 gün süren acı ve kanlı işgal sonunda bitmiş İstanbul ve memleket kurtulmuştu. Mustafa Kemal Paşa'nın izlemiş olduğu sabırlı ve sağduyulu politika sayesinde işgal bitmiş ve halk onun liderliğinde yeni devleti kurma çabasına girmişti. Türk Ordusu'nun 6 Ekim'de İstanbul şehrine girmesi sonucu bu tarih kurtuluş günü olarak belirlenip kutlanmaya başlamıştır.
" } ] }