{ "title": "Hicaz Yemen Cephesi", "image": "https://www.kurtulussavasi.gen.tr/images/hicaz-yemen-cephesi.gif", "date": "21.01.2024 12:36:01", "author": "İsmail ANIT", "article": [ { "article": "Hicaz yemen cephesi, Osmanlı devletinin kutsal toprakları korumak için savaştığı cephelerden biri olan Hicaz-Yemen cephesi 23 ocak 1919'da Osmanlı devletinin başarısızlığı ile sonuçlanmıştır. Hicaz yemen cephesindeki gelişmeler türkülere bile konu olmuştur. Osmanlı imparatorluğunun askerleri İslam coğrafyasını, bölgeyi işgal etmek isteyen İngiliz devletinin askerlerine karşı korumaya çalışmış fakat Araplardan hiç beklemediği şekilde ihanetlere maruz kalmıştır. Bölgede bulunan bazı Arap aşiretleri İngiliz hükümeti ile iş birliği yapıp Osmanlı devletine karşı savaş açmışlardır. Yani Araplar milliyetçi ve İslamcı bir politika gütmemişlerdir. Arap aşiretlerinin İngiliz devleti ile olan ilişkilerinde İngilizlerin ajanı Lawrence Arapları Osmanlı devletine karşı kışkırtarak etkin bir rol oynamıştır.

Osmanlı hükümeti tarafından 1908 yılında Mekke emirliğine atanan Şerif Hüseyin, Osmanlı devletine karşı ayaklananlar arasında yer almıştır. Önceleri Osmanlı imparatorluğunun yanında olan hatta 1. Dünya savaşı öncesinde Osmanlı devletine sık sık bağlılığını bildirirken 27 haziran 1916 tarihinde resmen Osmanlı devletine karşı büyük bir isyan başlatmıştır. Ünlü İngiliz ajanı Lawrence Arapların bağımsız devlet kurmalarını gerektiğini söyleyerek kendini kısa sürede Araplara sevdirmiştir. Lawrence böyle davranarak Arapların davasını benimsemiş gibi görünmüştür. Fakat Lawrence'nin amacı İslam dünyasına zarar verip bölgeyi İngiltere devletinin sömürgesi haline getirmektir. Bölgede tüm bu gelişmeler yaşanır iken bir kısım Araplar da Osmanlı devletine sadakatlerini bildirmişlerdir. Bunların başında Yemendeki İmam Yahya gelmektedir.

Hicaz-Yemen cephesinde Osmanlı devletinin ağır kayıplar vermesinden dolayı bölgeyi terk etmek zorunda kalmasının ardından Şerif Hüseyin bölgede ilk önce Medine emri daha sonra da Cidde krallığına kadar yükselmiştir. Fakat bu durum Şerif Hüseyin için ileri de pek de iyi olmayacaktır. Çünkü bölgede bir diğer güç olan vehhabilik görüşüne sahip Abdülaziz İbn-i Suud ile liderlik mücadelesine girecek ve bu mücadelen mağlup bir şekilde ayrılacaktır ve sonrasında da Akabeye sürgüne gönderilecektir. Akabeye sürgüne gönderilen Şerif Hüseyin burada büyük yokluklar ve ağır hastalıklar içerisinde ölmüştür.

İngiliz devletinin Şerif Hüseyin ile çıkar ilişkileri bittikten sonra vehhabilik mezhebini savunan Abdülaziz İbn-i Suud'u desteklemişlerdir. Bu durumda bize İngiliz devletinin Şerif Hüseyin'i halife yapacaklarını söyleme vaadi ile nasıl kandırdıkları gün yüzüne çıkmıştır. İngiliz hükümetinin asıl amacı Sünni mezhebine sahip ve yüzyıllardır İslam dininin koruyucusu olan Osmanlı devletini bölgeden atmak istemekti. Böylelikle İslam dünyasında ikililik çıkarmayı başarmış olacaklardır. Bu yüzden önce Şerif Hüseyin'i kullanmışlar daha sonra da Şerif Hüseyin'e karşı Abdülaziz İbn-i Suud'u desteklemişler ve böylelikle de amaçlarına ulaşmışlardır. Şerif Hüseyin ise durumu fark ettiği zaman iş işten çoktan geçmiş olacaktır.

Hicaz-Yemen cephesinde Osmanlı devletini savunan 7. Kolordunun 300 binden fazla şehit verdiği tahmin edilmektedir. Çanakkale savaşlarında bile bu kadar fazla şehit vermediğimizi düşünecek olursak, Hicaz-Yemen cephesinin çok hüzünlü bir cephe olduğunu söyleyebiliriz. Bu cephede ebediyete intikal etmiş aziz şehitlerimize bir kez daha saygı duyuyoruz. Amaçları kutsal toprakları korumak olan kahraman şehitlerimize bir kez daha yüce Allah'tan rahmet diliyoruz.
" } ] }